24 Eylül 2012 Pazartesi

SEN HACCETMEMİŞSİN ARKADAŞ



Bir okuyucumuz ile aramızda şöyle bir diyalog geçti:
-Hocam, Allah nasip ederse eşimle birlikte önümüzdeki ay Hac yolculuğuna çıkacağız. Eşim görevli olarak gidiyor. Hocam, bize bu yolculuğumuzda ne tavsiye edersiniz? Yazarsanız cok seviniriz.
-Güle güle gidin güle güle gelin!
-Hocam çok hoşsunuz. İnanın bu mesaj aklıma geldikçe güleceğim!
-Garibce'yi takip et, hac ile ilgili bir metin yayınlayacağım inşallah!

Diyalogdan da anlaşıldığı gibi hacca gidenlerin biz hocalardan beklentileri var. Eminim ki menâsik (hac görevleri) hakkında ilgili ve yetkili kimseler yeterince bilgi veriyorlardır. Garibce olarak benim de bir katkım olsun, dedim.
Aşağıdaki yazı böyle bir amaç için uygun olabilir. Hem farklı bir çeşni olarak ayrı bir tat da verebilir. Hacdaki sembolizm açısından da önemli bir metindir diye düşünüyorum.

Gene diyorum "Güle güle gidin güle güle gelin!"

Allah işinizi kolay kılsın, her bir şeyi tam yapmaya muvaffak kılsın ve menasikin içini ruhu ile doldursun ve hac ile siz hayat bulun, dönüşte getireceğiniz ruhla biz de sizinle hayat bulalım.

Allah kabul etsin!

 

24.09.2012

GARİBCE

 
 

SEN HACCETMEMİŞSİN ARKADAŞ

Bir adam Şiblî (veya Cüneyd)e veda etmeyegitti. Şiblî (Cüneyd) ona sordu:
- Nereye gidiyorsun?
- Hacca.
- Öyle ise iki çuval götür, onlara orada rahmet doldur ve onları giyerek bize getir ki senin bize hacdan getirdiğin hediye olsun, gelene verelim, ziyaret edeni ağırlayalım.
Adam diyor ki: Vedalaşıp huzurundan çıktım, hacdan dönünce bana sordu:
- Haccettin mi.
-Ettim.
-Haccetmek için ne amel yaptın?
-Guslettim, ihrama girdim, iki rekat namaz kıldım ve telbiye ettim.
-Bununla haccı akdettin mi?
-Ettim.
-Peki yaratıldığından beri bu akdine aykırı düşen bütün akitleri bozdun mu?
-Hayır.
-Sen akdetmemişsin.
-Sonra elbiseni çıkardın mı?
-Evet.
-Yaptığın her işten soyundun mu?
-Hayır.
-Sen elbiseni çıkarmamışsın.
-Temizlendin mi?
-Evet.
-Bu temizlikle sende bulunan her illeti giderdin mi?
-Hayır.
-Sen temizlenmemişsin.
-Telbiye ettin mi?
-Evet.
-Telbiyenin aynen cevabını aldın mı?
-Hayır.
-Sen telbiye etmemişsin.
-Harem’e girdin mi?
-Girdim.
-Harem’e girmekle her haramı terk etmeğe karar verdin mi?
-Hayır.
-Sen Harem’e girmemişsin.
-Mekke’yi gördün mü?
-Evet.
-Mekke’yi görünce Allah’tan sana hal geldi mi?
-Hayır.
-Sen Mekke’yi görmemişsin.
-Mescid-i Haram’a girdin mi?
-Girdim.
-Allah’a yaklaşmaya erdin mi?
-Hayır.
-Sen Mescide girmemişsin.
-Kâbe’yi gördün mü?
-Evet.
-Allah için tuttuğun gayeye erdin mi?
-Hayır.
-Sen Kâbe’yi görmemişsin.
-Üç defa koşup dört defa yürüdün mü?
-Evet.
-Seninle beraber olan her şeyden kaçıp vazgeçtin mi? Dört defa yürümekle güvene erip bundan dolayı Allah’a şükrettin mi?
-Hayır.
-Sen masivadan geçmemişsin.
-Hacer’e elini sürüp selamladın mı?
-Evet.
-Hani derler ki Hacer’i selamlayıp elini süren Allah’ı selamlamıştır. Allah’ıselamlayan da güvendedir. Sende güven alameti gördün mü?
-Hayır.
-Sen Hacer’i selamlamamışsın.
-İki rekat namaz kıldın mı?
-Evet.
-Yüce ve Aziz Allah’ın önünde durur gibi olduğun yerde durup niyetini O’na gösterdin mi?
-Hayır.
-Sen namaz kılmamışsın.
-Safa’ya çıktın mı?
-Evet.
-Ne yaptın orada?
-Tekbir getirdim.
-Safâ’ya çıkmakla sırrın saflaştı mı? Rabb’ini tekbir etmekle kâinat gözünde küçüldü mü?
-Hayır.
-Sen Safâ’ya çıkmamışsın, tekbir de getirmemişsin.
-Sa’y ederken hervele ettin mi?
-Evet.
-O’ndan O’na kaçtın mı?
-Hayır.
-Sen hervele etmemişsin.
-Merve’de durdun mu?
-Evet.
-Merve’de üzerine sekine indiğini gördün mü?
-Hayır.
-Sen Merve’de durmamışsın.
-Oradan Mina’ya gittin mi?
-Evet.
-Temenni ettiğin sana verildi mi?
-Hayır.
-Sen Mina’ya gitmemişsin.
-Hayf Mescidine girdin mi?
-Evet.
-Hayf Mescidine girmekle korkun tazelendi mi?
-Hayır.
-Sen Hayf mescidine girmemişsin.
-Arafat’a çıktın mı?
-Evet.
-Yaratıldığın ve varacağın hali bildin mi? Bildin mi ki Rabb’in kimdir ve inkar etmekte olduğun o Yüce Zat kimdir? ve Allah sana, özel insanlara gösterdiği bir hal gösterdi mi?
-Hayır.
-Sen Arafat’a çıkmamışsın.
-Meş’ar’e koştun mu?
-Evet.
-Orada Allah’ı, masivayı unutturan bir zikirle andın mı? Ne şekilde cevap verildiğini duydun mu?
-Hayır.
-Sen Meş’ar’e çıkmamışsın.
-Kurban kestin mi?
-Evet.
-Şehvetlerini ve iradeni Hakk’ın rızasında yok ettin mi?
-Hayır.
-Sen kurban kesmemişsin.
-Şeytan’ıtaşladın mı?
-Taşladım.
-Sendeki cehaleti attın mı? Bu suretle sende ilim gördün mü?
-Hayır.
-Senşeytanı taşlamamışsın.
-Ziyaret ettin mi?
-Evet.
-Sana birtakım hakikatler açıldı mı? Yahut ziyaret sebebiyle ikramların arttığını gördün mü? Çünkü Peygamber (sav): “Hac ve umre yapanlar, Allah’ın ziyaretçileridir. Ziyaret edilenin, ziyaret edene ikram etmesi bir borçtur” buyurmuştur.
-Hayır.
-Sen ziyaret etmemişsin.
-İhlâl ettin mi?
-Evet.
-Helal yemeğe azmettin mi?
-Hayır.
-Sen ihlâl etmemişsin.
-Veda ettin mi?
-Evet.
-Nefsinden ve ruhundan tamamen çıktın mı?
-Hayır.
-Sen veda etmemişsin, hac da etmemişsin. İstersen tekrar dönüp haccet. Tekrar hacca gidersen bu söylediğim şekilde haccetmeğe çalış[1]


[1] Süleyman Ateş, İşarî Tefsir Okulu,Ankara 1974, s. 76-79.

2 yorum:

  1. herdogan38@.
    Yandık be Garibce'm! Bu yazdıklarını yüksek sesle seslendirsen seni taşlarlar..Ve hatta haşlarlar..
    Ya hasretaaa..!

    YanıtlaSil
  2. ...ale'l-ıbâd! Mâ ye'tîhim min rasûlin illâ kânû anhâ mu'ridîn...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...