Tütün hakkında epey bir güzelleme vardır galiba!
Yörük adamın biri Laz hocasına tütünün helalliği ile ilgili
soru sormuş. Fakat hoca da tütün kullanıyormuş. Yörüğü güzelce bir süzmüş ve
şöyle demiş...
Lülesi kırık
Çubuğu erik
Tütünü çürük
İçeni de Yörük olursa haramdır.
Lülesi kırık
Çubuğu erik
Tütünü çürük
İçeni de Yörük olursa haramdır.
Laz bu ya zekâda
üstüne yoktur. Hemen “Ama hocam siz de içiyorsunuz?” şeklindeki muhtemel suali
dikkate alarak eklemiş:
Yook, öyle değil de,
Lülesi Burgaz
Çubuğu kiraz
Tütünü Şiraz
İçeni de Laz olursa helaldir...
Çubuğu kiraz
Tütünü Şiraz
İçeni de Laz olursa helaldir...
Kürt hocasına da sormuşlar: O da:
"-Helal ise içiyoruz. Haram ise yakıyoruz!" cevabını
vermiş.
Bu mantık bana “Haram kazançtan kurtulmanın yolu
olarak “odun, kömür alacaksın, yakacaksın!” mantığını çağrıştırdı.
Şaka bir
yana değerli dostlar, sigara –nargileyi de buna eklemeli- çok yaygınlaştı.
Eskiden erkeklik alameti olarak algılanıyor ve çocuklar da buna sebep bir
özentiyle içiyorlardı. Şimdi ise artık kadınlar arasında da son derece
yayılmaya başladı. İçen içene…
Keyifleniyor,
keyfinden içiyor; derdi var derdinden içiyor. İçiyor da içiyor. Birini
söndürüyor öbürünü yakıyor. Nasıl bir meret ise sözde hem keyif veriyor hem de
derdi gideriyor. Aslında hiç de öyle değil. Şimdiye kadar sigaranın bir derde derman olduğu görülmüş müdür? Ayrıca giderek de bir bağımlılık yapıyor ve
ondan sonra bırakması iyiden iyiye zorlaşıyor. Devlet şu anda ciddi anlamda
mücadele ediyor. Ama o kadar çok reklamı yapılıyor ki, devletin çabaları
onların yanında hiç kalıyor.
Diziler
sigara ve içki tüketimini sıradanlaştırıyor ve normal hayatın bir gereksinimi,
normal insanların normal bir davranışı imiş gibi sunuyor. Zoraki görüntüleri gölgelemek
çözüm olmuyor.
Rol
modellerin önemi büyük. Ailede ve yakınlarda içen varsa, içmeye niyetlenen,
yeni başlayan ve onun keyfine varan kimseler için artık mazeret hazır: “Ama
babam da içiyor, abim de içiyor, dayım da içiyor…” Öyle ya , kötü olsaydı onlar
içerler miydi.
Rahmetli
babam sigara yüzünden ömrünün sonlarında çok sıkıntı çekti.
Büyük
ağabeyim keza öyle. Ortalama yaştan evvel ölümünde sigaranın muhtemel payı çok
yüksek olmalı.
Bir okul
arkadaşım kırklı yaşlarda ciğer kanserinden göçtü.
Sigaranın
olumsuz etkisi sayılamayacak kadar çok. Her açıdan. “Parasın el alır, tütününü
yel alır, zararı sana kalır” diye eskiden bir tekerleme vardı.
Çevre
kirliliğine o kadar etkisi büyük ki. Giderken sokaklara bakın üç çöpten biri ya
sigara izmariti, ya sigara paketidir: Şimdilerde kibrit fazla kullanılmıyor
galiba, göze fazla çarpmıyor.
Yangınlara
sebep olması sebebiyle verdiği zararın hesabını ise ancak Allah bilir.
Dinî yönden
sigaranın hükmü, ilkeler açısından kesin olarak haramlık olmalıdır. İçki ve
kumar ile ilgili âyet bize bu konuda en genel ilkeyi veriyor: “Onlarda büyük
bir günah ve birtakım yararlar vardır. Ama günahı yararından çok büyüktür”[1]
Öyle ise onlardan (içki ve kumar) uzak durun.
Sigarayı bu
ilkeye vurduğunuz zaman -bazılarının iddia ettiği gibi velev ki bir takım
yararları da olsa-, zararı çok ama pek çok büyüktür. Öyle ise ondan uzak
durulmalıdır.
Sigara ve
ondan daha da beteri olan uyuşturucu bağımlılığı en az içki ve kumar kadar bir “ricz”dir,
günahtır, murdarlıktır, uzak durulması gereken pisliktir[2].
İslam
ulemasının böylesine murdarlığı açık olan bir şeye “haram” dememesi için
sigaranın mahiyeti açısından bir engel yoktur. Engel sadece “haramların
sınırlılığı ve bizzat naslarla belirlenmiş olması ilkesi”nin mevcudiyetidir.
Hem sübut ve hem de delâlet bakımından katî olmayan bir delile müstenit
olmadıkça İslâm alimleri “haram” tabirini kullanmaya pek yanaşmazlar, buna
mukabil “mekruh” derler. Ancak onların dilindeki mekruhun anlamı amel açısından
aynen haram gibi olmaktır. Nitekim vacib için de “amelî farz” tabir ederler.
Yani yapılması ve gereğinin yerine getirilmesi açısından farzdan farkı yoktur,
sadece itikadî açıdan aralarında bir derece farklılığı vardır demektir.
Sigara o
kadar mendebur bir illettir ki sadece içen olarak sizi zehirlemiyor, aynı
havayı teneffüs etmek zorunda kalan kimseleri de etkiliyor. Dahası sigara
içilen bir mekanda bir süre kalmışsanız üzerinize sinen pis kokusu,
karşılaştığınız ve size olan sevgileriyle sizi bağırlarına basan, size kucaklarını
açan, sizin kucağınıza atılan kimseler
tarafından hemen fark ediliyor ve bu onlara rahatsızlık veriyor. Fakat bu
insanlar sırf sizlere olan sevgilerinden dolayı durumunuzu sizin yüzünüze belki
vurmuyorlardır, sizin engin anlayışınıza bırakıp, sabırla sonuç almayı
bekliyorlardır.
Ama daha
nereye kadar!
Cevabını
senin azmin ve iraden belirleyecektir.
İçmiyorum
diyeceksin ve içmeyeceksin. O kadar!
İnsanları,
insiyaklarıyla hareket eden hayvanlardan ayıran şey iradelerinin varlığıdır.
Ve sen ey insan!
Bütün itiyatları terk edip, iradî olarak Allah’ın yolunda menzil-i maksûda
doğru yalpalamadan, sapmadan yürüyebilecek güçtesin.
Muhtaç
olduğun güç ve kudret, işte senin bu engin iradende saklıdır.
Kolay
gelsin! Yolun açık olsun!
Dualarımız
sizlerle olacaktır!
13.09.2012
GARİBCE
[1] يَسْأَلُونَكَ
عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ
وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِنْ نَفْعِهِمَا وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَ قُلِ
الْعَفْوَ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ [البقرة : 219]
[2] يَا
أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْأَنْصَابُ وَالْأَزْلَامُ
رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ (90) إِنَّمَا
يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ فِي الْخَمْرِ
وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَعَنِ الصَّلَاةِ فَهَلْ أَنْتُمْ
مُنْتَهُونَ [المائدة : 90 ، 91]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder