12 Eylül 2012 Çarşamba

Garibce’nin gurbet türküsü

 
İlkokulu bitirdiğimizde son dersi kutlama şeklinde Sarıkaya köyümüzün Karapınar mahallesinde yapmıştık. Çadıryeri İlkokulu öğrencileri de gelmişti. Herkese bir türkü söyletiyorlardı. Öyle ya Türk türkü söylerdi, söylemeliydi.
Aslında işi Çadıryeri’nden bir kız tek başına götürüyordu, öyle güzel türküler söylüyordu ki. Ama ille de sırayla herkese okutuyorlardı. Ben garibim türkü söylemeyi ne bilirim. Sesim çirkin değildi ama türkü söyleyecek kadar güzel de değildi. Israr üzerine bir uzun hava tutturdum:
Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun
Gördün güzelleri de beni unuttun…
Bu türkü yerini buldu. Hakikaten biz İstanbul’u mesken tuttuk ve köyümüzün bütün güzellerini, güzelliklerini unuttuk. Unuttuk dediğime de bakmayın, şimdi iç çekerek bu yazıyı yazıyor olduk.
Yeni evlendiğimiz sırada bizim kayınpederin en tuttuğu türkü,
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler…
türküsüydü. Bu türkü her çalışında kendini tutamaz, ağlardı. Şimdi de hâlâ anlatır.
Oysa onların köyü ile bizim köyün arası kuş uçuşu üç-beş kilometre bir yerdi. Ama belli ki ömür boyu süreceğini öngördüğü hicranın kokusu burnunun direğini sızlatıyordu. İçinin yangınını gözlerinden dökmeye çalıştığı birkaç damlayla söndürmeye çalışıyordu.
Şimdi aynı türküyü torununun kızı  söylüyor ve bizi güldürüyor. O türkünün arkasında hangi ağıtların saklı olduğunu, ayrılık ateşiyle göğünmüş gönüllerin etrafa nasıl bir konursu saldığını henüz bilmiyor. Yazgısı güzel olsun inşallah!
Benim türküm de Neşet Ertaş’ın –ki aynı güzellikte bu türküyü Ahmet Keleş hocadan da dinledim- Mevlam ayrılık vermesin /Gökte uçan kuşa Leyla'm türküsü oldu.
Sevgili Gülistan’ın Yeni Dünya’ya gideceği anlaşıldığı andan itibaren bir anda bu türkü benim en çok sevdiğim türkü oluverdi ve ben kendim de okumaya başladım. Sözlerini bir türlü ezberleyemedim. Bir kâğıda yazdım ve cüzdanımda sakladım. Hiç kimsenin olmadığı yerlerde söyler oldum, her defasında da içime dizilmiş düğümleri dışarıya vuran gözyaşlarıyla çözmeye çalışıp rahatladım. Hanımın yanında söyleyemezdim. Onun yüreği ne de olsa ana yüreği. Tutuşması için bir çıngı çok bile. Onun oradaki huzuru yüreğimize su serper, dökülen yaşları saadet incilerine çevirirdi. Her damla ile birlikte yüreğimiz serinlerdi. Hem biliyor muydunuz, mutluluktan akan gözyaşları soğuk, şekavetten akan gözyaşları ise sıcak olurmuş. Bu yüzden bu eşsiz lütfundan dolayı Allahımıza hamdetmek, sevgili damadımıza da teşekkür etmek düştü bize. Ama gönüldür bu ne ferman dinler, ne de aklın kuru tavsiyelerini. Gene de söyler: Mevlam ayrılık vermesin /Gökte uçan kuşa Leyla'm
Bu Türkü yüksek perdeden söyleniyor. Yarana merhem olacaksa sen de söyle; varsın için kabarsın, dudakların titresin, burnunun direği sızlasın. Akacak varsa aksın, salya sümük birbirine karışsın. Nasıl olsa rahatlarsın. Tamamı şöyle:
Yazımı kışa çevirdin,
Karlar yağdı başa Leyla'm
Viran oldu evim yurdum
Ne söylesen boşa Leyla'm
 
Aşkınla yaktın sinemi,
Aldın gittin benden beni
Viran eyledin hanemi,
Çaldın taştan taşa Leyla'm
 
Her an gözümde perdesin
Nere baksam sen ordasın
Mevlam ayrılık vermesin
Gökte uçan kuşa Leyla'm
 
Gurbetle ilgili o kadar şarkı türkü var ki, en iyisi siz kendinize uygun düşen birini bulun ve onu çalışın. Lazım olduğunda türkü aramayın!
Ha unutmayın “Gurbet, kişinin özyurdundan ayrı düşmesi değildir, gerçek gurbet kişinin en yakınları tarafından anlaşılmamasıdır.” Siz birincisinden dolayı şükredin. İkincisine gelince Allah korusun!
Vay be!
Gurbetiniz, kurbete vesile olsun!
Dua ile!
12.09.2012
GARİBCE
 
 

5 yorum:

  1. Hocam eline gonlune saglik. Son zamanlarda boyle guzel bir yazi okumamistim. Kendimi sizin hissiyatiniza yakin hissederdim. Bu yazi, hissimi teyit etmis oldu. Allah saglik afiyet versin. Mehmet Gayretli

    YanıtlaSil
  2. hocam, bizi de düşün gurbette 18. yıl. bu yüzden en çok söylediğimiz türküler bu gurbet türküleri.

    YanıtlaSil
  3. herdogan38@.
    Sevgili Garibce! 'Vuslat' da desen 'Gurbet' de desen benim için fark etmiyor artık nerede vuslat,nerede gurbet..Çünkü Prof.Dr.Hulusi hocanın,bilmeden sofradaki alkoli içerek sarhoş olup sonra da un elemeye kalkan anasının evin her tarafında dönerek un elemesini dışarıdan giren oğlunun görmesi sonucu'Ana ne yapıyorsun öyle,teşt nerde sen nereye un eliyorsun, dediğin de ..' bırak oğlum ananı..Anan için her yer teşt..' dediği gibi...bizim için de gurbet nerede,vuslat nerede..! Rabbimmiz kendisilye olacak vuslatımızı kesmesin..

    YanıtlaSil
  4. herdogan38@
    Önce hafızandaki güce Allah güç katsın...
    Gurbet deyince, üzerinde düşe kalka gezdiğim, koştuğum mekanları daha çok özler olmuşum..Gidenler gitmiş, kalanları ise o mekanlar hala konuşuyor..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...